All Posts By ahmetozcan

What is the Judaism? What is not?

The recent Israeli attacks on Gaza has reignited debates around classic 20th-century themes such as Israel, Zionism, Palestine, Jerusalem, the USA, Europe, the UK, and Western civilization. These discussions also challenge traditional concepts like the Islamic world, the Ummah, Islamic countries, and Muslims. Although geopolitics, ecopolitics and global order aspects of the issue serve as…

Yahudilik Nedir? Ne değildir?

İsrail’in Gazze saldırısı, İsrail, siyonizm, Filistin, Kudüs, ABD, Avrupa, İngiltere, Batı medeniyeti gibi 20. yüzyılın klasik başlıkları eşliğinde bitmeyen tartışmalar yanında İslam dünyası, Ümmet, İslam ülkeleri, müslümanlar gibi klasik kavramların da sorgulandığı tartışmaları yeniden alevlendirdi. Konunun jeopolitik, ekonomi-politik, küresel düzen vb. yanları bir arka fon olarak alınsa da, teolojik-dinsel boyutlar, meselenin özüymüş gibi daima ön…

Düşmanla Karşılaştık ve O Biziz!’

Eski Çin’de bir köyün yakınında bir dağ varmış. Dağın içinde bir ejderha yaşarmış. Köylüler ejderhanın şerrinden korktuklarından her yıl düzenli olarak ona hediyeler gönderirlermiş. Arada bir köyden bir yiğit delikanlı çıkar; ejderhayı yok edeceğini söyleyerek kılıcını alır gidermiş. Ama nice yiğitler gitmiş, dönen olmamış. Gel zaman git zaman bütün yiğitlerden daha yiğit, namı bütün böl…

Artık Gavura ‘Gavur’ Demek Serbesttir!

Fikir namusu, toplumların kendileriyle hesaplaşmasını ve daha ileri bir niteliksel düzeye sıçraması sağlar. Namus sahibi aydın, kınayıcının kınamasından korkmaz. Hakikati, sadece hakikati arar ve söylemeye çalışır. Mayınlardan korkarak, kınanmaktan korkarak, kabilelerin, aşiretlerin aforozundan korkarak fikir üretilemez. Türkiye’de aydın, bir kabileye kendini bağlayarak sağlama aldıktan sonra konuşan adamdır. Ya devletçi kabilelere, ya sermaye aşiretlerine ya da…

Kapitalizm, ‘Dindar Sermaye’ ve Ahlâki Çözülme

Olay ve olguları doğru kavramanın ilk şartı, her şeyin bir sonuç olduğunu unutmamaktır. Her olay, kendisini doğuran bir olaylar zincirinin, her olgu çok nedenli bir gerçekleşme sürecinin içinden çıkar. Var olan bütün realitelerin arka planında, gerisinde ve derininde birden fazla faktörün rol oynadığı ilişkiler zinciri bulunur. Olay ve olguların nedenlerini ve sebepler arasındaki bağlantıları göremeyen…

Milliyetçilik, Millilik ve yeni bir aidiyet bilinci

Çağdaş Fransız edebiyatının önemli isimlerinden Michel Tournier’in Alman şair-filozof Goethe’nin aynı isimli ünlü Balad’ından mülhem “Kızılağaçlar Kralı” romanı, alegorik bir Nazizm eleştirisidir. Tournier, otorite, saf kan, ari ırk, seçkinlik gibi son derece erkeksi ve sert görünen özellikleriyle faşizmin, esasta ‘naif, efemine, körpe bir oğlan çocuğu’ imgesi üzerinden tam tersi bir durumun maskesi olduğu tezini işler;…

Sabataycılık tartışmaları; Yeni Ortaçağ ve Akıl Tutulması

Türkiye, tamamlanmamış milletleşme sürecinin sonuçlarını yaşıyor. Daha doğrusu, Osmanlı milletinin parçalanma süreci devam ediyor. Ortak tarih ve coğrafya şuuru temelinde sosyolojik bir aidiyet ve ortak kimlik olarak ‘Osmanlı’, kendi içindeki etnik ve dini parçalara bölündükten beridir, bölgemiz yeniden toparlanma kıvamına gelemedi. Bunda, sonu hesap edilmemiş -ya da başka yerlerde iyi hesap edilmiş- yapay ulus yaratma…

‘Esastan ve Usulden’ Büyü bozmak

Türkiye’nin AB üyelik süreci ve ABD ile ilişkileri, anlamlı ve kapsamlı bir siyasetin ürünü olarak değil, siyasetsizliğin ve kafa karışıklığının sonucu olarak görülmelidir. Soğuk Savaş yılları boyunca Batı kampının güneydoğu kanadı olmaya kilitlenen Türk siyasal ufkunun, bu noktadan bir milim bile öteye geçemediği son yirmi yılda ortaya çıkmıştır. Sözde muhalif ve alternatif bir gelenekten gelen…

Bütün putları devirelim!

Amerikalı romancı Gore Vidal, ‘İmparator Julian’ adlı romanında M.S. 313’te Hıristiyanlığı resmi din olarak benimseyen Roma İmparatorluğu’nun bu tercihine gecikmiş bir tepki olarak 360’larda iktidar olan pagan inançlı İmparator Julian’ın hayatını anlatır. İsa’nın tek tanrı oluşunu saçma bulan ve eski tanrılara geri dönüşü savunan Julian, bir yandan yeni teopolitik düzenin kiliseleri ve elitleriyle mücadeleye girişir,…

Açık Mektup: Antonio Gramsci: Hegemonya ve tarihsel blok*

“Bazen, çıkış (başlangıç) ve amaç (sonuç) sohbete dalarlar. Amaç der ki: ”Ben olmasaydım, amaçsız olurdun” Çıkış der ki:”Bu doğru ancak bir düşün hele; amaçsız olsa idim ne olurdu? “Bu benim ölümüm olurdu” der amaç, Çıkış gülümser: ”Eee, yaşam böyle işte, birader.” Ödon Von Horvath Sayın Antonio Gramsci, 1980’li yılların sanırım ortalarıydı, entelektüel bir sol çevre…