Tag: devlet

Demokrasi ve Demagoji*

Demokrasi ile demagoji arasındaki benzerlik, ikisinin de Antik Helen politei’sinin ürünü olmasından ibaret değildir. Demokrasi, eski Atina çağından bugüne kadar çoğunlukla bir “demagoji” olarak gündem olmuştur. Eğer demagoji, içi boş ve genellikle anlamsız bir laf kalabalığı ise, demokrasi üzerine yazılan ve konuşulanların büyük bir kısmının demagojiden ibaret olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. “Demokrasi teorisine geri dönüş”…

Demokrasinin Demokratikleştirilmesi*

Kapitalizme dönük en iddialı eleştirilerin odak noktasında mutlaka şu önerme bulunur: Kapitalizm, köleliği kaldırmamış, adını değiştirmiştir. Köleyi işçi yapmıştır. Efendi-köle diyalektiği, burjuvazi-işçi sınıfı diyalektiğine dönüşerek devam etmektedir. Bu eleştiride haklılık payı olmakla birlikte, ‘efendi’ ve ‘köle’ soyutlamalarını, geri kalan tüm toplumsal kategorileri massedecek, daha doğrusu dışlayarak görünmez kılacak düzeyde bir genelleştirmeyi içerdiği için fazla indirgemeci…

Yeni yüzyıl için toplum eleştirisi; Kurucu fikir dinamiği

Devlet ve güya ona karşıtmış gibi görünen ama aslında onu tersinden taklidi-kopyası olan çeşitli ideolojik, etnik, dini örgüt ve hareketler, hep birlikte ülkeyi devasa bir pagan-putperest panteona çevirdiler. Herkesin kendi tanrısına diğerlerini tapmaya zorladığı, ama aslında hiç kimsenin gerçekten herhangi bir şeye inanmadığı, ötekine hükmetme ya da rövanş alma amaçlı tanrılar, putlar, kutsallar, ölümsüz liderler, kurtarıcı mesihler, tabu kavramlar, fetiş kelimeler, helvadan, kağıttan, çamurdan putlarla dolu bu panteon da, ‘gerçek’, ‘hakikat, hak, doğru, sahici, asli, ve evrensel olan herşey sadece birer malzeme, birer kurban oldu. 

Bu devasa yıkımın durdurulması, bugün en önemli fikri çaba olmalı. Bu yıkıma yol açan bütün putperest düşünme biçimleri, bütün sahte çelişki ve çatışma kavramları, bütün sorumlu taraftarlık tarzları çöpe atılmalı.

Milletleşme süreci: ‘Düşmanla karşılaştık ve o biziz!’

Ülkemizin en hayati değişim ve dönüşüm süreçlerinin en sıradan ve iddiasız kadrolar eliyle uygulandığı, ama en iddialı ve en çok arzulu bu aydınların ise sürekli muhalefet kibri içinde devlete ve topluma mühendislik yapmaya çalıştığı bir okumuş cahiller barikatıyla karşı karşıyayız. Belki de batının topraklarımıza self kolonizasyon düzenekleri kurup çekilirken emanet ettiği  kolonizatörler işte bunlardı. Rahmetli Erdem Beyazıt ‘Hep yarınları bekledi bu insanlar, geldiğini hiçbir zaman fark etmediler’ derken belki de bu şaşkınlıkla hainlik karışımı sözümona seçkinleri kastetmişti. Bu kadar kendi inancının ve iddiasının münafıkı olan başka bir ülke var mıdır, bilmiyoruz.

Devlet Millet Siyaset

İçindekiler Önsöz Yerine………………………………………………………………………………….. 7 Derin Travma; Sonumuz Endülüs Gibi Olmasın…………………………….. 15 Önce İçsel Büyüme; Ergenliği Aşmak……………………………………….. 27 Normalleşme: Derin Demokrasi………………………………………………… 28 Yasak Böler, Özgürlük Normalleştirir…………………………………………. 29 Normalleşme, Katılım ve Birlikte Dönüşüm……………………………….. 30 Tarih ve Coğrafya Hem Kaderdir, Hem Karakterdir……………………. 31 ‘Düşmanla Karşılaştık ve O Biziz!’…………………………………………………… 33 Büyük Yenilgiden Geriye Kalan…………………………………………………. 35 Anka Kuşu ve ‘Kurtarıcılığın’…

Devlet, Diyanet ve Laiklik

Türk kimliği adına, İslam şeriatının lağvedilmesi, laikliğin ikamesi, iddia edildiği gibi modern bir toplum amacının değil, batıya bir daha tehdit olmayacak ve Osmanlı halklarını bir daha birleştirme iddiasını aklından bile geçirmeyecek, tamamen kastrasyon ve mankurtlaştırmaya dayalı bir operasyona tabi tutulup, özünden kökünden değerlerinden bihaber, batı hayranı yarı sömürge bir devlet ve toplum yaratma gibi bir kötü niyetin sonucudur.

Derin Devlet ve Muhalefet Geleneği

Bir devlet olarak beliren coğrafya; Mezopotamya-Akdeniz havzası. Sümer/Akad’dan Mısır’a, Pers’den Roma’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya uzanan derin bir tarihin ürünü olarak devlet, bu coğrafyada devletten daha fazla bir şeydir. Kutsal, hegemonik ve değişken karakteriyle devlet, zamanda ve mekânda hareketi, parçalanma ve bütünleşme dinamiği, özü ve görüntüleriyle özgün bir siyasal varlıktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, derin devletin ruhunu taşımakla…